12 Ekim 2022 Çarşamba

Gastronomi Turizm İlişkisi -Yılmaz Parlar



    


 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT

 Gastronomi Turizm İlişkisi 

7-8-9 Ekim 2022 Tarihlerinde gerçekleşen 4. Afyonkarahisar Gastronomi Festivali kapsamında panellerde düzenlendi. En önemli en yoğun ilgi gören panellerden biri,  Gastronominin Turizm ile  İlişkisi konulu paneldi.



Gastronomi turizmde büyük bir varlıktır. Kültürün bir parçasıdır ve ülkelerin gelenekleri, iyi bir mutfak, herkes için ilgi çekicidir, çünkü hepsi iyi ve lezzetli yemekleri denemek isterler.

Son yıllarda, turizm deneyimlerine ve gıda ile ilgili cazibe merkezlerine giderek daha fazla önem verilmektedir. Küreselleşme güçleri, yerelleşme ve gastronomi ile gıdanın bölgesel ve ulusal kimlik kaynağı ve ekonomik kalkınma kaynağı olarak kullanımı arasındaki ilişkiye özellikle dikkat edilmektedir.

Kalkınma programları, pazarlama faaliyetleri ve turizm ile tarım arasındaki iletişimi içeren gastronomi turizminin gelişimi ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır 

Gastronomi, turistik destinasyonların geliştirilmesi, sürdürülebilirliği ve konsolidasyonu için kilit unsurlardan biri olarak kendini kanıtlamıştır. Özellikle gastronomi, kültür ve turizm arasındaki ilişkinin analizinde tarihi bölgedeki çeşitli restoranlarda yemek yiyen yabancı bir yerin kültürel kimliğinin bir parçası olarak gastronomiye verilen önemi göstermektedir.

“Gastronominin Turizm ile  İlişkisi” konulu panelin moderatörlüğünü Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar üstlendi.  TÜRSAB -Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve Antalya 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Akdağ panelistlerdi.

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar açılış konuşmasında; “Yıllarca biz bu konuların içinde de olsak. Herhalde her şeyi öğrenmiş, sonuçlandırmış, bilmiş olmayacağız. En az 25-30 yılında bu işe kendini vermiş, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve 25-30 yıldır hem gastronomi hem turizm sektöründe yer almış, sektörün duayenlerinden Mehmet Akdağ ile bugün gastronomi turizmi ilişkisini anlatmaya çalışacağız.” dedi 

Ilk sözü hem TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentalari Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’a verdi

“Kartın, Turizmin aslında hepimizin hayatının bir parçası olduğunu, krizin son dönemde insanların ihtiyacı haline geldiğini, yeme içme zaten günlük hayatın bir parçası olduğunu, yeme içme uğruna seyahat etmenin son yıllarda popülerleştiği söyledi 

Ömer Kartın, “Ben yeme içme turizminin. İhtisas Başkanlığını yapıyorum. dediğiniz gibi sektörde 30 yılı aşkın yolculuğum var. 20 yıldır da kendi firmam ile alakalı turizmin dünyada farklı yerlerinde bunları yaptım. Sonra bana böyle bir görev verdiler. Teveccüh ettiler. Ben de İhtisas Başkanlığı görevini 2 dönemdir yürütüyorum.”  Şeklinde kendini ifade etdi



Kartın, “Her kentin görülebilir, bir yapısı bir kimliği var. Türkiye'de de faaliyet göstermek gerek. Afyon gastronomiye tercih olmuş, tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum. Türkiye'nin önemli kentlerinden biri Adana’lıyım Adana'da bir festival var. Buradayım. Adana’ya gitmedim. Buraya geldim. Gastronomi turizmi demek, bir yerde yeme içme faaliyetlerini yaşamak üzere seyahat etmektedir. 

Özellikle bunu, Çok basit keyif uğruna yeme içme uğruna gidip bunu çoğunuz yapıyorsunuzdur. Hadi kalkıp gidelim. Şurada şunu yiyelim diye küçük manada doldurulacak. Gastronomi turizmi daha geniş paketler halinde tur operatörlerinin hazırladığı ve size o bölgenin, yani tarımından toprağından köylünün üretiminden, hasatından her şeyini anlatan turizm adı gastronomi turizmi diyorum. 

Türkiye'nin çok yerinde zengin mutfak var ama bu yetmez bakın buradaki unvan. Geçmişimize o yemek kültürüne sahip çıkmışsınız ve bunu ileriye götürmek için her türlü adım atılmış üreten mal satan var. Bir de yiyen olduktan sonra 10 numara bir döngü var. Mesela sergi alanında maketleri yapılmış. Ben çok etkilendim.” dedi

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, tescilli yemeklerden bahsederek, “Birçoğunu biliyorum ama bilmediğim 56 tanesi beni çok etkiledi. O yüzden hani çok doğru yolda kısa bir bilgi verelim, coğrafi işaretle tescil ürünlerimiz şu an 38 tane. 25 tane de başvuru aşamasında. Toplam 99 coğrafi işaret tescil başvuru markasında Türkiye'de ikinciyiz. Bu tabii bir süreç. 

Bunun pazarlama ticaret boyutu da var. Türkiye'de şu an zincir marketlerde Afyon ürünleri satılmaya başlandı. Avrupa Birliği, coğrafi işareti için başvurduk.” Dedikden sonra  Ömer Kartın’a

“Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. 2 gün önce TÜRSAB  olarak güzel bir etkinliğe imza attınız, ilk defa Türkiye'de belki de dünya gastronomi şehirlerinde bir gastronomi treni faaliyetimiz vardı. Kısa bir bilgi alabilir miyiz sizden” 

Ömer Kartın “2018  bizim ihtisas Başkanlığı üyeleriyle bir arada toplantıda karar verdiğimiz bir proje. 

Malum dünyada gastronomi çok popüler. Bunun farkındayız zaten içindeyiz. bir de tren seyahati çok popüler. Bu ikisi de bir araya getirerek bir yolculuk yapabilir miyiz diye düşündük. 

Dünya örnekleri şöyle, lüks trenler var, trene çok sınırlı sayıda insan kabul ediliyor. Çok ünlü bir şef pahalı, bir menü hazırlıyor ve çok az kişiye nasip olabilecek bir seyahat oluyor bu. 

Biz böyle yapmayalım, biraz daha demokratik bir tren olsun. Uygun olabilsin. bir de lüksten ziyade yerele hitap etsin. Yerel şöyle olmasını istiyoruz, geçtiği bölgenin bizatihi özel yiyecekleri trende servisi verilecek. O kadar özel olsun ki hep mümkünse kentte de esnafta bulunmasın. Restoranlarda ki otobüste de aynı zamanda şehir esnafında da yemeğini yesinler. 

Restoranlara gitsinler, şehir restoranlarında tadını çıkarmaya devam etsinler. Oradaki daha ziyade köy kadınlarının yaptığı. En az kaybolmaya yüz tutmuş ama trende verebilecek kadar da pratiği olabilen önceden hazırlanmış evlerde direnin geçiş saatlerinde hazırlanacak belediyeler destek olacak. Burada çok önemli sizden de o yüzden çok ciddi destek gördük. 

Belediye lojistiği sağlayacak o kadar kooperatiften alıp trene ulaştırmayı sağlayacak ve trende de turistleri geçtiği coğrafyanın geçerken o bölgede kadınların hazırladığı yemeğin tadına bakacaklar. 

Çok özel bir tren dünyada eşi benzeri yok. Bu treni Türkiye'de birkaç yerde planladık. Adana'dan Niğde'ye, hatta Kayseri’ye kadar uzanan hatdı olacak. 

Afyon Dinar, Denizli hatdında olacak. Birkaç hatda, onlar sürpriz daha çalışmada olduğunu ilan etmiyorum. Yol boyunca yemekler yiyerek bir yerden bir yere ulaşmanız seyahatlerin parçası olarak kullanmaktadır. 

İstanbul'dan bir turist örneğin Afyon'a gelecek. Birkaç gün afyonda afyon'un tadına bakacak her türlü güzel şeyi test erek faaliyetler yaşadıktan sonra trene binip Denizli'ye gidip Denizli'ye aynı şekilde 1-2 günü geçirerek belki uçakla veya başka bir yolla geri dönecek.” Şeklinde projeyi açıkladı 

Mehmet Akdağ. “Ben bir turizm rehberi olarak şunu söyleyeyim, aslında bir numaralı turizm çeşidi gastronomi turizmi derim. Neden insanlar bir şehre ya da bir ülkeye giderken hiç gitmedikleri büyük şehre şu an dünya internet vasıtasıyla büyük bir kütüphane oldu. 

Gittiğimiz şehirde ya da ülkede ne yeriz diye bakarlar ilk önce. Mesela 2 ay önce bir toplantı için Brezilya'ya gittik. Biz dedik ki Brezilya'ya gittiğimiz zaman ne yeriz? 

Mesela Antalya'ya ilk kez gelenler Antalya'da ne yeriz diye bir araştırıyorlardır ya da ne bileyim Konya’ya gidenler İtalya'ya gidenler…

Bu anlamda aslında turizmin ilk temeli esası çeşitlilik sebebi gastronomi diye bir teorim var. Benim doğru aslında ne yeriz dedi derken şöyle orada ne yapıyor. Antalya'ya geldiğinde iyi bir İtalyan mutfağı da bulabiliyor, onlar da ön plana çıkabiliyor ama lokal yiyecekleri daha çok arıyoruz. 

Peki şimdi Türkiye'de sanırım bu konuda bir markalaşma başladı. Yani her şehir buna kafa yoruyor.” Açıklamada bulundu. 

İhsan Akar,   “Sizi de biliyorum Antalya'daki  bu işi olarak içindesiniz. Başka şehirlerde içinde biz gastronomide, marka şehir olduktan sonra 21 şehir, gastronomi, marka şehir dosyası verdi ve biz bu 21 şehrin altına danışmanlık yapıyoruz. 

Fahri olarak siz nasıl bir yol izlediniz diye Afyon'un yıllardır moda şehri olan unvanını biz biraz daha akademik ve unvanlı hale getirmeye çalıştık. 

Mehmet Akdağ “Asıl amacımız bu, şimdi siz de geldiniz. Biliyorsunuz yukarıdaki tarihi konaklarımızı bu işin içine soktuk. 610 konağımız var. 2 tanesi gastronomi faaliyeti yapıyor. Hem tarihi, hem kültürü hem turizm hem gastronomi birleştirmiş olduk. 

Biz gastronomi turizminde düzenlemeyi önem veriyoruz. Bütün mesele düzenleme örneğin coğrafi işaret alınıyor. Ama bunu kontrolü çok önemli. Kontrol edemezsek çok kaybederiz. Örnek hep aynı şeyleri konuşur. Rockford beyinlerini herkes söylüyor. Çünkü çok bilindik. bir marka fransızların küflü peynir eninde sonunda ama çok kıymetli olmasının sebebi kendini harika korumuş. Öyle bir korumuş ki sınırlarının ötesinde rockford köyün dışında bile rokfor markası kullanamıyorsunuz ve sıkı cezalarla bunu kanunlara yazma bilmiş. 

Biz bunu başarmalıyız. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi iyi korumalıyız ki bu da ulaştığımız zaman o zaman zaten hak edenin hakkını verdiğinizde yatırım yapan da daha çok devam eder. 

Yatırımına daha iyi işletmelerimiz çoğalır, daha çok kaliteli yerlere ulaşırız. Turist daha mutlu, oldukça daha da para harcar, daha büyük turizmi ulaşmış oluruz.” Şeklinde ifade etdi. 

İhsan Akar, “Afyon üzerinde sizin bir öneriniz var mı? Gastronomi turizmini hangi aşamaya çıkarmak için nasıl bir süreç işlenmeli, ne yapılabilir?” 

Mehmet Akdağ, “Şimdi çok değerli ürünleriniz var. Bunlarla aslında bazı yemekleri taklit etmeye çalışılmış. Bence bundan bir kurtulmalı, imza yemeklerini çıkartmalı. 

Mesela haşhaşi da kalkıp bir baklavanın içine kullanmayalım, yapılmış, bununla başka bir ürün yapalım. Mesela haşhaşlı unu yapalım. Başka bir şeyler yaratalım. Yani yaratıcılığın oradan çıkartmak lazım” dedi. 



İhsan Akar, “Aradan çıkaralım mı? 

Mehmet Akdağ “Evet, kreatif işler yapmak tamamen imza ürünleri olmalı bence evet.”

İhsan Akar, “ Bu festival için biz 7 oteli kapattı. Bak şöyle bir afyon'daki 5 yıldızlı yaklaşık 16 otelde toplam 30000 yatak kapasitemiz var. Tabii diğer otellerde de misafirlerimiz, müşterilerimiz, gelenimiz, gidenimiz var. bir hafta sonu hareketliliği açısından söylüyorum. Buranın turizm ilişkisine küçük bir örnek, 7 otel. Şu an sadece festival misafirleriyle dolu. Gastronomi turizmi ilişkisi açısından önemli.“ Soru cevapla panel sonlandı.

Panel doğrultusunda tüm fikirleri projeleri icraatları benimseyerek, gerçekdende; Çoğu durumda, tatildeyken dışarıda yemek yemek, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ederken yaşananlarla karşılaştırılabilir yerel bir mirasın’ tüketimini içerir. Bununla birlikte, bu artan ilgiye rağmen, konuyla ilgili sistematik araştırmalar neredeyse yok olmuştur. Gastronomi ve mutfak mirasının turizmdeki rolü, gelişimi ve geleceği hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmek için bu tür festivallerin yerinde etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.

Birçok insan sadece gastronomik amaçlar için seyahat eder. Gıda, insanoğlunun temel ihtiyacıdır ve seyahat etmeye karar vermek için ana motive edici faktör haline gelir. 

Böylece gastronomi fenomeni ve dünyadaki rolü turizm keşfedilmeye değer. Bir ülkenin gelenekleri ve ayrıca yemek pişirme sanatı ve kültürü destinasyonun iyi mutfağının önemi çok yüksektir. 

Bölgenin veya ülkenin gastronomi markasını yaparak değerlendirmeli ve turistik tekliflere dahil etmelidir.

Gastronomi turizmi geliştirme planı olmalıdır.  Gastronomi turizmi katkıda bulunmalı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ekonomiyi ilerletmek için itici bir güç olabilir, yeni işler, o alanda çalışan nüfusun gelirinin artırılması vs.

Bazen gastronomi, seyahat etme kararı vermede belirleyici rol oynar. Ayrıca turistlerin genel seyahatten memnuniyeti üzerindeki etkisi önemli. 

Dolayısıyla gastronomi ve turizm konuları çok

gastronomik bir marka geliştirmek ve turizmi teşvik etmek için önemli ve keşfedilmeye değer.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri,  gıda israfı, toplumun güçlendirilmesi için politikalar ve iş stratejileri belirleme,

iş yaratma, gastronomi turizminin daha iyi ölçülmesi ve daha iyi anlaşılması gereklidir.

Tüketici motivasyonları ve davranışları üzerine araştırma ve gastronominin ekonomik etkisinin ölçümü, turizm mesleki eğitim ve öğretimin temel olduğu durumlar gerektirir.

yilmazparlar@yahoo.com


22 Ağustos 2022 Pazartesi

Türki Projesi Neden Mükemmel -Yılmaz Parlar Haberi

 

    


 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT


Türki Projesi Neden Mükemmel 

Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi

1.nci Karar Toplantısını yapan, BDU- Uluslararsı İş insanları ve Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi, topraklarında yaşayan, taşında toprağında hatıraları olan cedlerimizin ülkeleri ile olan ilgili proje tüm projelerin özetinide kapsıyor.

Türki Projesi Neden Önemli 



Siyasetin engel olduğu idealist ilişkilerinin realist ilişkilere dönüşerek zayıflayan taraflarını, ancak kar amacı gütmeyen dernek kuruluşların, gönülden istekli fedakar vefalı üyelerin üstün çalışmalarıyla ivme kazandırabilir.

Küreselleşme hareketinin etkisi altında gerçekleşen, ekonomi başta olmak üzere hayatın ve kültürün yeniden biçimlenmesi, modernleşme sürecinin bir ev­resi olarak dünya düzeninin ortaya çıkması­na paralellikle Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerindeki ilişkiler, İletişim ve ulaşım teknolojilerinin de hızla artmasıyla birlikde başlamış olmuşdu. 



Türkiye’nin; ortak dil, tarih ve kültürel bağlarının bulunduğu bu ülkelerle ilişkileri ve işbirliği birçok alanda ortak yarar temelinde hızla gelişmişti.

Türkiye bu ülkeleri ilk tanıyan ve büyükelçilik açan ülke olmuşdu. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ile çok taraflı iş birliği içine girerken, ilişkilerinin idealist temelli milliyetçi bir yaklaşımla yeniden şekillendirmişdi. 

Bilim, kültür, sa­nat, hukuk, siyaset ve iktisadi alanlarda dünyadaki bütün ülkelerin birbirine daha çok ba­ğımlı hale gelmeleri sonucu küreselleşen bir dünyada tek başına rekabet edebilmenin güçlüğünü anlayan Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri, diğer ülkeler gibi bir takım iş birliği içine girdiler…Türk Konseyi (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbir­liği Konseyi) TÜRKSOY, TİKA, TÜRK-PA, Türk Aka­demisi,. Büyük Öğrenci Değişimi, vs. gibi.



 Kazakistan’ın AGİT zirvesine ev sahipliğine, Azerbaycan’ın BM Güvenlik Kon­seyi geçici üyeliğini üstlenmesine, Türkmenis­tan’ın daimi tarafsızlık statüsünün kabul gör­mesinde, Türkiye destek sağlamışdı.

Gerek,Kazakistan öncülüğünde güvenlik tesisi yolunda bir örgüt olan, Türk­menistan dışındaki bütün cumhuriyetlerin ka­tıldığı, CICA. Gerekse Türkiye’nin öncülüğünde oluşturu­lan ve bütün Türk cumhuriyetlerin üye olduğu ECO (Economic Cooperation Organi­zation) bu ilişkilerin devamıdır.

Ancak ilişkiler, Dış siyasi etkenlerle engellemelerle arzulanan seviyeye çıkamadı ve stratejik bir derinlik kazanamadı. Tüm zirvelerde dile getirilmesine rağmen “Türk Ortak Pazarı” gibi kurumsal bir yapıya dönüşemedi.

Elit üyeleriyle ve yeni katılım dinamikleri ile geniş bir alanda Türki ülkelerle sıcak dostluk ilişkilerle her konuda adımlar atmaya hazırlıklı, BDU 1.nci  Karar Toplantısını Ortak Yaşam Vakfı mekanında gerçekleştirdi.

Başkanlığını Musa karademir’in yaptığı BDU Diplomatlar Birliği Karar Toplantısı son derece hiperaktif geçti. Başkan Musa karademir Genel bilgilendirme konuşmasıyla açılış yaptı.   Genel sekreter Aslı Gültekin sunu gerçekleştirdi. Yönetim kurul üyesi Güney Ferhat Batı, bazı projelerin açıklamalarında bulundu.  

Başkan Musa Karademir “ Diplomatlar Birliği vizyonu neden üstlendim? Neden başlangıç noktasıyla arkadaşlarla ya ben böyle bir konuşma içerisinde olmak istiyorum. Bu yaşamı oynayacağım, vermiş olduğu güveni vermiş olduğu inancın aslında bir tezahürü. Biz birlikte yola çıktık. Birlikte hareket edeceğiz.” Şeklinde birlik beraberliğin kuvvetli bağlar oluşturduğunu dile getirdi.

 Aslı Gültekin . Burada niyetler çok güzel… Buradaki gruptan, seçkin gruptan da fark ettiğiniz üzere toplum önderlerini aramıza dahil ediyoruz.. Bunlar kimler ? İş insanları, siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, topluma yön veren insanlar aramızda toplamak istiyoruz ki hep birlikte bir oluşumda güçlü olalım ve bu anlamda çok güçlü bir STK oluşumu gerçekleştirelim. 

Sebep nedir? Aslında gelişmiş ülkelerde bir kişi birden fazla ortalama 8 STK ye üyesidir. Biz de bu STK yapılanmasını güçlendirmek istiyoruz. Çünkü gelişmiş bir ekonomiye sahip olmak istiyoruz..” sözlerin girişiyle gündemi, BDU yapısını, yapılan çalışmaları, gel,işmeleri, anlaşmaları özetledi.



Güney Ferhat Batı “Birinci Dünya savaşının tezahürü; Daha çok savaş sanayine doğru hızla evrildi. Nihayetinde ikinci dünya savaşıyla kaçınılmaz bir şekilde insanlık yüz yüze kaldı, ikinci dünya savaşı'nın sonuçları dünyamızı bambaşka bir evreye taşıdı. 

Ve acı da olsa gözyaşı da olsa bizleri gerçeklerle yüzleşmemiz sağladı. Peki neydi bu gerçekler? 

Bu gerçekler, savaşın ve çatışmaların son bulması dünyamızın bir büyük dünya savaşının bir daha yaşamaması için, özellikle soğuk savaşın çifte toplu dünyanın, sistemi 1990 başından sonra çöküşünden sonra çok taraflılık dediğimiz çok kutuplu bir dünyaya evrildi. Bu çok kutuplu dünya bildiğimiz işte küreselleşme… Bu bağlamda 21 yüzyılın getirdiği fırsatlar ve tehditler meydan okumalara bakıldığında göz önüne alındığında uluslararası sivil toplum kuruluşlarının öneminin daha fazla arttığını görmekteyiz.” STK önemine vurgu yaptı projeleri açıkladı.

Toplantı aile foto çekimiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com


17 Ağustos 2022 Çarşamba

Sur Sandhya-Yılmaz Parlar

    


 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT


Sur Sandhya

İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu, Hindistan'ın sömürge yönetiminden bağımsızlığın 75. yılı kutlamaları kapsamında, Sarıyer Belediyesinin ev sahipliğinde, Boğaziçi Kültür merkezinde  Sur Sandhya müzik etkinliği,düzenledi.



Sahaja Yoga Müzik ve Dans Gurubu,Namaste müzik gurubunun performasıyla gerçekleşen geceye İstanbul Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary, Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çoşkun, DEİK Hindistan Türkiye iş konseyi Başkanı Hülya Gedik başda olmak üzere Siyaset, iş Dünyasının önemli isimleri STK Başkanları ve elit davetliler katıldılar.



Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary, Sarıyer Belediye Başkanı Hüseyin Çoşkun açılış konuşmaları yaptılar.

Eski gelenekleri onurlandıran  en üste sembolik horoz bulunan pirinç lambader mumların yakılmasıyla etkinlik başladı.



Lambaderdeki mumlardan çıkan titrek parlaklık bilgelik, umut ve yeni başlangıçları simgeliyor.

Yağ lambası Hindistan  kültürünün ve yaşamının kalbine ve ruhuna çağlar boyunca ışıltısını dokunan 



fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan ülkede inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği nesiller boyu devam ediyor.

Protokol mum yakımı sonrası, Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary yaptığı konuşmasında öncelikle Sarıyer Belediyesine teşekkürlerini sundu.





Özetle Başkonsolos Sudhi Choudhary,“Hindistan'ın sömürge yönetiminden 75 yıllık bağımsızlığının bu önemli vesilesiyle tüm Hintlilere ve Hindistan'ın dostlarına sıcak dileklerimi sunarken kalbim gurur ve onurla çarpıyor. 

15 Ağustos, Hindistan'da ve yurtdışında yaşayan 1,43 milyar Hintli için özel bir yer buluyor. Bu vatanseverlik çoşkusu kendini anavatana tekrar adamayla ilgili. 

Bağımsızlık Günü, Hindistan'a 2 yüzyıllık sömürge yönetiminden özgürlüğü hediye etmek için mücadele edenlere şükran ve saygılarımızı sunma zamanıdır. Aynı zamanda, bize hayalimizi  gerçekleştirmeyi, demokrasi, adalet, özgürlük, eşitlik ve beraberlik ideallerini temel alırken ilerleme ve refah yolunda hareket etme hayalimizi gerçekleştirmeyi öğreten büyük liderleri ve ön görüşlü kişileri anma zamanıdır.”şeklinde duygularını dile getirdi.

Başkonsolos Choudhary, konsoloslukda etkinlik sabahı Hindistan’ın Milli Bayrağı, üç renk tirangayı açtıkları esnasında, yağan Sağanak yağmurun Azadi Ka Amrit Mahotsav'ın ruhuyla dolu oldukları için keyiflerini kaçıramadığını söyledi. 

Başkonsolos Choudhary “Burada bulunan birçoğunuz, gelişen Hindistan'ın ve halkının tarihinin, kültürünün ve başarılarının Mart'ta 2021 başlayan 2023 Ağustos'a kadar 75 hafta sürecek 75.yıl kutlaması Azadi Ka Amrit Mahotsav' ı bilebilirsiniz.



75 hafta boyunca devam edecek olan birçok muhteşem etkinlik düzenliyor.. Pandeminin zorluklarına rağmen Hindistan'ı kutlamak için katılan Tüm bu arkadaşlara ve ortaklara minnettarım” dedi.



Diğer etkinlikler ise El Dokuma Sergisi, İstanbul'daki ilk Hint Mango Festivali. Yoga, Har Ghar Tiranga hareketi.olduğu bilgileri paylaştı.

Konuşmalar sonrası Sahaja Yoga ve Namaste nefis müziklerden demet sundular. Sahaja Yoga Dans Grubu performansı konukları büyüledi.

Etkinlikde payı olan her sanatcıya plaket verilmesiyle gece son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com



9 Nisan 2022 Cumartesi

Kadınlık ve Sürdürülebilirlik -Yılmaz Parlar haberi

 


 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT


Kadınlık ve Sürdürülebilirlik 


25 Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde dünya liderleri tarafından kabul edilen, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda 169 amacı kapsıyan, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin ayrılmaz bir parçası, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, yani fırsat eşitliğini sağlamak kapsamında İsviçre Türkiye Sanat Projesi ses getirdi.



Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projede sergide yer aldı.



Ankara İsviçre Elçiliğinden sonra İstanbul İsviçre Başkonsolosluğunca sergi düzenlendi.


İsviçre Türkiye Sanat Projesi kapsamında ‘Kadınlık ve Sürdürülebilirlik’ sergi açılışında İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni başda olmak üzere çeşitli ülke Konsolosları, temsilcileri, İsviçreli Firmalar müdürleri Novartis, Zürich Sigorta CEO’ları, akademisyenler, sanatcılar, elit davetli grup katıldı. 



Projenin mimarı, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner.


Carole Kambli ve Burçak Yakıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği kültürel proje sergide üç İsviçreli sanatçı Talaya Schmid, Aglaia Haritz ve Patricia Jacomella ve üç Türk sanatçı Gözde İlkin, SENA ve Ecem Yerman yer aldılar 



İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni

Açılış konuşmasında, İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni yoğun ilgiden çok katılımdan memnun olduğunu belirtdi. Projenin farklı konu ve şekillerde kültürel etkinlikleri desteklemek için organize edildiğini, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner’in bu yıl Kadınlar Günü'nü kutlama fikriyle, Kadınlık ve Sürdürülebilirlik adlı büyük ve yenilikçi bir İsviçre Türk sanat projesi geliştirdiğini söyledi.

Proje kapsamında, Üniversiteler, STK'lar ve çeşitli kişilerle çalıştay görüşmeleri, fikir alışverişleri gerçekleştirdiklerini sergiylede son bulduğunu, İstanbul’da devam etdiğini açıkladı.

Proje; çeşitli gruplarla karşılaşmaları, birlikte öğrenmeyi ve iş birliklerini mümkün kılmak, birlikte yeni hikayeler oluşturmak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsellik, insan merkezli olmama ve disiplinler arası perspektiflerden yansıtmak, vurgulamak ve ilerletmek için bir deney ve süreç olarak tasarlandı



"Kadınlık ve Sürdürülebilirlik" acil sürdürülebilirlik sorununun

kadın perspektifinden hareketle gerçekleşiyor. 


Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projedeki sergi için; İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tinner de serginin iki ülke sanatçılarını bir araya getirdiğini ve gücünün çeşitliliğinden kaynaklandığını belirtti.


Daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için sanat ve kadınlar neler yapabilir? Şimdiye kadar birbirinden bunca ayrı düşmüş doğa ve kültür, birey ve topluluk, bilginin farklı disiplinleri, rasyonalite ve bilinçliliğin diğer türleri yeniden nasıl bir araya getirilebilir? Sanatsal projeler vasıtasıyla yeni ağlar ve bağlantılar nasıl yaratılabilir? Doğa, Kültür ve Kadında yola çıkılarak proje fikri oluştuğu dile getirdi.

 “Kadınlık ve Sürdürülebilirlik”, sürdürülebilirliğin öncelikli durumunu sanat aracılığıyla kadın bakış açısından ele alındı.

Proje; çeşitli karşılaşmaların, farklı gruplar içerisinde birlikte öğrenmenin, birlikte çalışma olanaklarının ve iş birliklerinin önünü açarak, beraber yeni hikayelerin yazılmasını sağlamak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsel, insan-merkezci olmayan ve disiplinleri-aşan farklı bakış açılarını yeniden düşünmek, vurgulamak ve geliştirmek için fırsat yaratacak bir deneysel süreç olarak tasarlandı.

Carole Kambli ve Burçak Yakıcı küratörlerde yaptıkları konuşmalarında, dayanışma, sığınmacılar, göçmenler için konsey ve sosyal uyumdan söz etdiler uzun süre sonunda arkadaşlıklar dostluklar kurulabildiğinin altını çizdiler.. 



 Sanatcılarla yaptığımız kısa söyleşilerde


Ecem Yerman “Normun dışında kalmış «öteki» bedenleri(kadın, erkek, trans) temsil eden kâğıttan giyilebilir heykeller ile toplumsal cinsiyet rollerimizin yapaylığı vurgulanmıştır. Kâğıt malzeme katmanlardan oluşması ve dokusundan dolayı insan derisini ve kabuğu çağrıştırmaktadır. Yırtılabilir oluşu ile de yaranabilir oluşumuz yansıtılmaktadır. Giyilip-çıkarılabilir olması ile de inşa süreçlerinin değişkenliği ve yapaylığı vurgulanmak istenmiştir. İç bükey ve dış bükey aynalar ise güç- iktidar, gözetlenme- denetlenme durumuna gönderide bulunmak için kullanılmıştır. Bedeni üzerine giyen veya doğrudan aynaya bakan kişi kendisinin nasıl görüldüğünü tam olarak görememesi amaçlanmıştır.  Görme algılarımızı değiştiren aynalar; kendimiz ile gerçekte ne kadar yüzleşebildiğimizi, bilinç dışından bize yüklenenlerden bağımsız kendimizi olduğumuz gibi göremeyişimizi yansıtmaktadır. İzleyicinin bedenleri giymesi sayesinde «öteki» ile tanışması, onu deneyimlemesi ve kendi öteki oluşunu fark etmesi amaçlanmıştır.” Şeklinde yaptığı enstalasyonu hakkında bilgilendiriyor.

Aglaia Haritz, “Sanat benim için artık evrenin merkezi olmayan, bir bütünün parçası olması gereken insan hakkında konuşma aracıdır. Odak noktasının insan olduğu sosyal alanla ilgileniyorum. Çatışma bölgelerindeki yaşam beni etkiliyor ve çeşitli medyaları inceliyorum, plastik bir sanat eseri geliştiriyorum. Kadınsı ve eril olanı kışkırtıyor ve plastik bir şekilde sorguluyorum.” Kendisini ifade ediyor. 

Eserleri hakkında “Erkek ve kadın cinsiyeti değil, her ikisi de insanın ayrılmaz parçaları olan eril ve dişil. Bu iki parça birbiriyle çatışıyor, böylesine ciddi ve önemli bir tema için yumuşak ve hafif malzeme kullanılarak altı çiziliyor.

Sanat eserini daha etkileyici, keskin ve hatta acı verici hale getirmek için zaman malzeme kumaşları, tekrarlanan dikiş hareketi, çizimler daha çok içsel kişisel içsel bakış ön plana çıkıyor.  

Taması Kadınlık ve Sürdürülebilirlik olan Sergi Çemberlitaş Barın Handa sergi 30 nisan 2022 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com 

26 Mart 2022 Cumartesi

Kral Çorbası Tarifi-Yılmaz Parlar


 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT



 Kral Çorbası Tarifi


Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri


Mutfakdan yemek kokuları değil sevgi kokuları gelen Shorba Restaurant zinciri sahibi Sim Aslanoğlu’ndan tarifleri almadan , söyleşiye geçmeden önce biraz neden çorba diye bahsedelim 



Dünyanın her yerinde birçok mutfağın bir parçası olarak sunulan çorba, gerek sağlıklı beslenme, gün içinde, gerekse sindirimi kolay gece içildiğinde fayda sağlayan, sadece sağlık için son derece faydalı olmakla kalmaz, aynı zamanda vücut ısısını korumaya yardımcı olan termojenik özelliklere de sahiptir. Dumanı tüten bir kase çorba, vücudu ısıtan, lezzet ve beslenme bonusu elde edebileceğiniz yiyeceğimizdir.


Geleneksel olarak kırmızı et, tavuk, balık, sebze ve baharatlarla ile hazırlanır, ancak yorumlamalar, insanların çoğunluğunun yemek alışkanlıklarını karşılamak için vejetaryen ve vegan içerikleriylede hazırlanır.


Shorba restaurant zincirindeki günlük değişken 20 çeşit çorba yorumlamalarına gelince, kadının özel zevkleri arasında yer alan yemek pişirme ve kadının esteğiyle birleştiğinde çorba burada kendilerine özel lezzet yumağı haline geliyor. 


Shorba restaurant zincirindeki Ataşehir Shorba Restaurantda, Zincir sahibi iş insanımız Sim Aslanoğlu ile söyleşi gerçekleştiriyoruz.



Menü restaurantın aynasıdır.


“Çorbalarımızı ruhunuzla içersiniz” diyen Sim Aslanoğlu tüm çeşit duygularımıza hitap eden menüde yer alan çorbaların güzelliğini dile getiriyor. Yemek sadece beslenme, sağlıklı beslenme değil aynı zamanda zevk olduğunu vurguluyor.

Çocukların bebeklerin tüm gönül rahatlığı içinde içebilecekleri günlük taze, malzemelerle oluşan çorbalar, hem besleyici hem sağlıklı yönleriyle  Shorba'yı benzersiz tarafa çeken Sim Aslanoğlu'nun sözlerini mutfağı gözlemliyerek çorbalardan bir kaçını test etdikden sonra doğruluyoruz.

Çorba içeriklerin dokularını tanımlayan, dünya mutfağı çorbalarını, tarihini bilen engin kültüre sahip Sim Aslanoğlu aynı zamanda restaurant ekonomisini çok iyi bilen iş insanımız. Franchise ile önlenemez yükseliş gösteren başarılı idol kadınımız.

Franchise alanların sürdürebilir karlılık göstermesinin nedeni Sim Aslanoğlu’nun  yaratdığı mükemmel iş modelini franchise gereği uyguladıkları olmasındandır.  


Günlük değişken 20 çeşit çorbalardan, Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri



Tariflere gelince; Elbetde malzeme ölçü birimleri özel mufakların ticari sırrıdır, söylenemez. Ama içerikleri..

Kral-Kraliçe Çorbası 

Özel yapım Shorba ekmeği içinde sunulan bu çorba Tandır eti, yoğurt, biber salçası, mercimek ve özel sos ile hazırlanıyor. Sunumda üzerine fıstık (Kraliçe) Fındık (Kral)  ile lezzetlendiriliyor.


Aslan Çorbası

İçerisinde Tavuk eti, pancar, havuç gibi kış sebzeleri, soya sos ve özel acı sos yer alıyor. Sunumda susam ve nar ile lezzetlendiriliyor.


Shorba Restaurant Zincir Franchise istekleri için Sim Aslanğolu’na nasıl ulaşalabilecekleri sorduğumuzda sim@shorba.com.tr adresden cevabı alıyoruz. 


yilmazparlar@yahoo.com

24 Şubat 2022 Perşembe

Yeni Arayışlar Zirvesinde Başkanlar ne dedi-Yılmaz Parlar

 

   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT


Turizm Zirvede Başkanlar Ne Dedi


Başkanlığını Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Turizm Araştırma Geliştirme Platformu (TU-AR) “İnovatif Adımlar, Kadın Girişimciliği ve Markalaşma” Temalı Turizmde Yeni Arayışlar Zirvesinin 2. ncisini 22 Şubat 2022 Salı günü Gayrettepe Dedeman Hotelde Gerçekleştirdi. 


Düzenlenen zirveye, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Ordu Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler katıldılar. 



Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler,  “Ordu turizmini 12 aya çıkardık. Ordu’nun 300 şelalesi var. Kanyonları, yaylaları mevcut. gelin Karadeniz’in turizmini keşfedin”




Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, “Turizmde inovasyon tüm politikaların önünde olmalı”




YAPDER Başkanı Celal Topak “Turizm Araştırma Geliştirme Platformu olarak pandemi başladığından beri turizm sektöründe neler yapabiliriz, sorunlara çözüm nasıl bulabiliriz diye bir beyin fırtınası toplantısı gerçekleştirmiştik. İlk önerilerimizden biri hibrid turizm oldu.”


Açılış konuşmalarında YAPDER Başkanı Celal Topak “Turizm Araştırma Geliştirme Platformu olarak pandemi başladığından beri turizm sektöründe neler yapabiliriz, sorunlara çözüm nasıl bulabiliriz diye bir beyin fırtınası toplantısı gerçekleştirmiştik. İlk önerilerimizden biri hibrid turizm oldu. Önemli bir gelişme olarak da Antalya’da bir otelimiz hibrid turizmi başlattı, sonra dalga dalga yayıldı. Sonra online geziler başladı. Turizm sektörü ayakta durmak için çeşitli çalışmalara imza attı. Biz de elimizden geldiğince destek vermeye çalıştık. Vermeye de devam edeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Düzce’de gerçekleştirilen kongrede de ilginç fikirler ortaya çıktı. TU-AR, Ekonomi Gazetecileri, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu olarak bu fikirlerin toparlanması açısından çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkenin refahının yukarıya çıkması noktasında kendi işlerimizin yanı sıra yapılması gerekenlerin çalışması içerisindeyiz” dedi 


“Turizmde inovasyon tüm politikaların önünde olmalı” diyen Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, “Turizmin tüm ülkeler içinde önemli olduğunu vurguladı. Düzce’nin turizmde sıçrama yapmasını gelirlerini büyütmesini istihdamının artmasını sahip olduğu potansiyelin tam kapasiteyle  harekete geçirmesi için ekip arkadaşlarıyla projeler ürettiklerini açıkladı.


Doğal turizm kaynaklarından şelale, Deniz, ormanlara ve Ankara -İstanbul ortasında lokasyona sahip olduklarını, Fındık aromatik bitkileri oluşunu, dört mevsimi yaşayan bir kentlerinin var olduğunu ifade etdi. 

Ören yerleri hakkında Roma medeniyetinin en önemli eserlerinden olan iki bin yıllık Konuralp antik kente büyük önem verdiklerini ve arkeoljik kazıların devam etdiğini, 2023 yılında turizmin hizmetine sunacaklarının altını çizdi.

TÜRSAB ile birlikte proje yürüttüklerini, Koruköy Tabiat Parkı’ndaki 32 hektarlık alanı sürdürülebilir turizme kazandırıackalrını ilave etdi. 300 milyon TL’lik bir yatırımla beş yıldızlı otel ile konaklamaya katkı sağlıyacaklarını söyledi. 



Özlü “Bilim sanayi ve teknoloji bakanlığım döneminde birbirini besleyen bilim, sanayi ve teknoloji politikalarının gelip dayandığı Ar-Ge, inovasyon ve tasarım olduğunu yaşayarak tecrübe ederek gördüm. Bu düğümü çözmemiz gerekiyor. Ar- Ge inovasyonun tüm politikalarımızın başına koymak zorundayız. Çünkü yaşadığımız çağda yeniliğin ve teknolojinin sonu yok.Endüstri 5.0’ın tartışıldığı son yıllarda artık turizmde inovasyonunda tüm platformlarda konuşulmasının zamanının geldiğini düşünüyorum.”dedi 


Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler,  “Ordu turizmini 12 aya çıkardık Ordu’da üç ay olan turizm sezonunu 12 aya yaydık Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu”  Sözleriyle Turizmde önemli destinasyon olacaklarını işaretledi.


Güler, Sektörün temsilcilerine, yıldızlar ordusuna hitap etmekten mutluluk duyuyorum şeklinde sözlerine başladı. Güler, özetle “Yeni arayışlar başlığını sadece turizm, teknoloji değil, tüm konular hakkında yeni arayışlar peşinde olmamız gerek diye düşünüyorum. Dünya değişiyor. Şartlar değişiyor, onu aşmak en büyük hedefimiz olmalı. Yeni arayışlar noktasında Kar festivalleri de yapıyoruz. Karadeniz’in müthiş bir tarih kültür birikimi var. Yeniden keşfediyoruz Turizmin potansiyeli çok yüksek. İkinci potansiyelimizde kadınlarımız. İlimizi ve  tüm Karadeniz’i kapsayan yeni bir turizm planı oluşturulmalı. Gemi seyahati, sağlık turizmi gibi alanlarda yenilikleri bölgeye kazandırabiliriz”  dedi 


Zirve de üç panel gerçekleşti.  



 “Turizmde Destinasyonun Markalaşmaya Katkısı” Konulu panelin moderatörüğünü Beyza Toksoy üstlendi. Randa medya kurucu ortak Dilruba Hocaoğlu, Kenan Yavuz Etnoğrafya müzesi Başkanı Kenan Yavuz, Bentour İstanbul Destinasyon Yönetmeni Turizm Marka ve Yönetim Danışmanı Sevda Yılgaz Panelistleri oluşturdu. 



Seda Güler Moderatörlüğünde “Turizmde Yeni Arayışlar, Kış turizmi ve Alternatif Turizm Adımları” konulu panel gerçekleşti. Kastamonu Kadın derneği Genel Başkanı Emine Çelik, İletişim ve Marka Danışmanı Nur Undey, Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim kurul Başkanı Murat Cahit Cıngı, Wyndham Hotels-resorts Emea Türkiye Genel Direktörü Ayça Bilgin Beslen Panel konuşmacılarıydı. ;



“Turizmde İnovatif Adımlar, Kadın Girişimciliği ve İnovatif Adımlar” Konulu Panelde  Moderatör Gülcan Tuğ, Konuşmacılar; Seven Tour Yönetim Kurul Başkanı Deniz Tüfekci, Maji sanat Galerisi Sahibi Gaye Donay, Holimax Yönetim Kurul Başkanı Ramazan Becer  idi.

Zirve panel sonrası başarılı isimlere plaket verildi. Toplu fotoğraf çekimiyle son buldu



yilmazparlar@yahoo.com

23 Ocak 2022 Pazar

ANFAŞ FUARDA NEDEN YOKSUNUZ BELEDİYE BAŞKANI-YILMAZ PARLAR

 


   BİLİŞİM  MÜZİK MODA  SAĞLIK  GIDA  OTOMOTİV  EMLAK KİTAP  MAGAZİN  SİNEMA  KÜLTÜR SANAT




ANFAŞ FUARDA NEDEN YOKSUNUZ  BELEDİYE BAŞKANI


Fuarlar, ülkenin ekonomik faaliyetinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Şehri, Güçlendirme. Ekonomik canlılık. Sosyal ilerleme. Çevresel sürdürülebilirlik. Bu dört ilke, sertifikasına turizmin alternatifi fuarlar kongreler rehberlik eder. Fuarlar sayesinde şehirler ticaret merkezleri haline geldi ve dünyanın farklı şehirlerine pek çok zenginlik getirdi.



Fuarlar Kongreler, Turizm açısından, geçici ve kalıcı istihdam olanakları sağlar, kültür alışverişini teşvik eder ve barışı geliştirir.  

Neden Katılmalısınız?

8-21 Ocak 2022 tarihleri arasında Eş zamanlı, eş fuar olarak 32. ANFAŞ Hotel Equipment ve 28. ANFAŞ Food Product fuarlar HORECA’ yı Antalya’da buluşturan fuarın açılış protokolunda Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı yok. Şehrin Valisi yok. Belediye Başkan yardımcıları yok. Antalya İlçe Belediye Başkanları yok. Büyük şehir Belediye Genel sekreter Yardımcısı ve Vali yardımcısı var. 

Bu kadar mı önemsemiyorsunuz fuarı.. 

Bir yıl önceden, aylar önceden tarih belli…Çocuğunuzun sünnet düğünü, nişanı ve Düğünü gibi görmelisiniz… Çocuğunuzu sevmiyorsanız zaten katılmazsınız, ne maddi nede manevi yardım yapmazsınız.

Ticaret fuarları çok güçlü bir pazarlama ortamıdır. Binlerce uluslararası alıcı ve satıcıyı kısa sürede tek bir yerde bir araya getirmektedir.



Sürekli olarak düzenlenen ticaret fuarlarının şehirlerin markaları üzerindeki etkisi yadsınamaz

En son trendleri ve yenilikleri sizlerinde şahsen görme fırsatınız, şansınız var. Akıllı şehir için istifade edecekleriniz var.

Aslında, turizm sadece belirli bir kişiyi istifade ettirmekle kalmaz, bütün bir topluluk sayısız avantaj elde eder.  


Başlangıç ​​olarak, çok sayıda ülke, turizmden çekici miktarda zenginlik yaratabileceğinden, dikkate değer ve inanılmaz turizm alanını tanıtmak için etkin bir şekilde çalışıyor. Bu fuarlarda turizmin alternatiflerindendir.


Turizm sektörü GSYİH kazançlarına önemli ölçüde katkıda bulunur, seyahat işlerinden elde edilen servet, alt yapı tesislerinin iyileştirilmesi için kullanılabilir ve bu da yaşam standartlarını yükseltebilecektir.


Benzer şekilde, yerel ürünler üne kavuşur, sonuç olarak, yerel toplumlar çarpıcı işlere sahip olurlar ve geçimlerini arttırırlar, ayrıca farklı kültür ve  geleneklere sahip insanlar arasında yaratılan ilişkileri önem kazanır.


Öte yandan, turizmin etkili sonuçları birey için son derece faydalıdır. Turizm sektörü çok sayıda işsizi barındırmaktadır, bu nedenle suç oranında azalma görülmektedir. Ayrıca, kişi etkili iletişim yollarını öğrenme fırsatı bulur, güven seviyelerini ve farklı dilleri öğrenmenin önemini anlama şanslarını arttırmak. 


Özetlemek gerekirse, turizm hem bir kişi hem de tüm toplum için gerçekten refah ve övgüye değer faydalar sağlar. Şehriniz için çok basitce özetlenen aslında çok fayda sağlıyan bu turizm alternatifi fuar kongrelere katılmanız daha da çok ilgi artırır İlçe, şehir dolayısıyla Ülke sosyal, ekonomik kültürel yararlar sağlar.


yilmazpartlar@yahoo.com