17 Kasım 2025 Pazartesi

İTO Kasım 2025 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  

İTO Başkanı Avdagiç’ten Kur Geçişkenliği

2026 Ekonomi Vizyonu: “Denge Sinyalleri Güçleniyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım 2025 Meclis Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmelerde, Türk lirasının değer kaybının fiyatlar üzerindeki etkisinin zayıfladığına yönelik TCMB tespitinin, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Bu durum kur-enflasyon ilişkisinde bozulan dengenin yeniden tesis edildiğine işaret ediyor” dedi.

TL’deki değer kaybının etkisinin sınırlanması, kur geçişkenliğinin düştüğünü gösteriyor

Avdagiç, Merkez Bankası’nın son dönemde öne çıkardığı “kurun enflasyon üzerindeki baskısının zayıfladığı” görüşünü önemsediklerini belirterek şunları söyledi:

“Bu tablo, döviz kuru ile enflasyon arasındaki uzun süredir bozulmuş korelasyonun yeniden rayına oturduğuna dair önemli bir işaret niteliğinde. 2026’ya adım atarken fiyat istikrarı açısından umut veren bir gelişme.”

Yeni ticaret düzeni Türkiye’ye stratejik fırsatlar sunuyor

Küresel ekonomide çok kutuplu ticaret yapısının belirginleştiğini vurgulayan Avdagiç, lojistik hatlardan enerji koridorlarına kadar geniş bir alanda Türkiye'nin avantaj yakaladığını söyledi:

“Türkiye, yeniden şekillenen tedarik zincirleri ve ticaret yollarında aktif bir güç haline geliyor. 2026’ya hazırlanırken bu tablo ülkemiz açısından stratejik fırsatlar yaratıyor.”

2026 enflasyon hedefi üçlü sağlam sütunun başarısıyla gerçekleşecek

İTO Başkanı, 2026 hedeflerine değinirken yüzde 16’lık enflasyon hedefinin üç temel unsurla mümkün olacağını dile getirdi:

TCMB’nin kararlı para politikası adımları

Maliye politikasının etkili katkısı

Özel sektörün rasyonel ve pozitif fiyatlama davranışı

Avdagiç, “Bu üç sacayağı uyum içinde çalıştığı takdirde hedefe ulaşılacaktır” dedi.

Hizmet enflasyonu hâlâ yüksek, ancak yavaşlama dikkat çekiyor

Eylül ve Ekim aylarında yaşanan enflasyon yavaşlamasının temel nedeninin kuraklık ve tarımsal don nedeniyle yükselen gıda maliyetleri olduğunu belirten Avdagiç, hizmet fiyatlarındaki artışın ise mal gruplarının altında kalarak olumlu bir sinyal verdiğini ifade etti.

Vergi ve harç artışının hedef enflasyona göre makul tutulması önemli bir adımdır

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılında vergi ve harç artışlarının yeniden değerleme oranı yerine hedef enflasyona yakın seviyede düzenleneceği mesajını değerli bulduklarını dile getiren Avdagiç, bu adımın özel sektöre de örnek oluşturacağını vurguladı.

Zayıf dış talebe rağmen ihracatta artış sürüyor

Avdagiç, ihracattaki toparlanmanın üç temel sebebi olduğunu belirtti:

Türk şirketlerinin dayanıklı ve esnek yapısı

Yeni pazar koşullarına hızlı uyum sağlayabilmesi

Özel sektörün güçlü motivasyonu ve hükümet destekleri

Cari açıkta son dönemdeki artışa rağmen, GSYH’ye oran açısından kırılganlığın belirgin şekilde azaldığını belirtti.

Şirketler için “5 Proaktif Strateji” Uyarısı

Avdagiç, yeni küresel ekonomik düzenin firmalardan daha öngörülü adımlar atmasını zorunlu kıldığını belirterek 5 başlık sıraladı:

Risk okuryazarlığı ve izleme sistemleri

Çeşitlendirme ve yerelleştirme stratejisi (nearshoring – friendshoring)

Dijital ve operasyonel dayanıklılık altyapısı oluşturma

Hızlı tepki, senaryo planlama ve adaptasyon kabiliyeti

Güçlü liderlik ve sürdürülebilir yatırım yaklaşımı

Bu dönem KOBİ’ler için aynı zamanda bir sıçrama imkânı Dengelenme sürecinde KOBİ’lere de mesaj veren Avdagiç, işletmelerin:

Nakit yönetimini disipline etmesi,

Maliyet kontrolünü sistematik hale getirmesi,

Dayanıklılığı artıracak finansal tedbirler alması,

Dijital dönüşüme yatırım yapması

gerektiğini vurguladı.

“Bu süreç doğru yönetilirse Türkiye yeni başarı hikâyelerine imza atabilir” diye konuştu.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Kasım 2025 Pazar

16. Boğaziçi Zirvesi Paneller-Yılmaz Parlar

  

Avrupa’nın Türkiye’ye, Afrika’nın da Türkiye’nin vizyonuna ihtiyacı var

“Dünyayı Sarsacak Güç, Türkiye” – 16. Boğaziçi Zirvesi’nde Yeni Küresel Denge Masaya Yatırıldı

Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği 16. Boğaziçi Zirvesi, küresel dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, Türkiye’nin hem Avrupa hem Afrika ekseninde artan stratejik rolünü gözler önüne serdi.

Zirvede düzenlenen “Yeni Dünyada Türkiye’nin Yeri ve Avrupa Birliği” başlıklı panelde konuşan DEİK Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa’nın yaşadığı ekonomik, güvenlik ve enerji krizlerine dikkat çekerek, “Avrupa’nın kendini yeniden hatırlaması için onu sarsacak güce ihtiyacı var. O güç Türkiye’dir. Türkiyesiz bir Avrupa olamaz.” dedi.

Yalçındağ, “AB artık Türkiye’yi bizden daha çok istiyor ama bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyor”

Yalçındağ, Avrupa Birliği’nin bugün geçmişe göre çok daha kırılgan bir dönemde olduğunu belirterek şu çarpıcı ifadeleri kullandı:

“Avrupa, 18,5 trilyon dolarlık bir ekonomi ama bu gücün karşılığını veremiyor. Güvenlikte ABD’ye, enerjide Rusya’ya bağımlı hale geldi. Türkiye olmadan Avrupa işleyemez. 30-40 yıllık tabularını yıkmadıkça, geleceğini kuramaz.”

Yalçındağ’a göre artık tablo tersine döndü:

“20 yıl önce Avrupa Birliği üyeliğini biz isterdik, şimdi Avrupa Türkiye’yi istiyor ama bunu nasıl ifade edeceğini bilmiyor. Bizim için AB bir hedef değil, bir araç olmalı. Avrupa’nın geleceği Türkiye’siz kurulamaz.”Afrika–Avrasya hattı, Geleceğin büyüme ekseni

Bağış: “Avrupa’nın en büyük umudu savunmada da barışta da Türkiye”

Panelin yorum bölümünde söz alan T.C. AB eski Bakanı ve Başmüzakereci Dr. Egemen Bağış, Avrupa’nın Türkiye’ye olan stratejik bağımlılığını şu sözlerle özetledi:

“Enerjide, güvenlikte, tedarik zincirinde Avrupa’nın Türkiye’siz yaşaması mümkün değil. Avrupa, Türkiye’yi hem koruyucu, hem tedarikçi, hem de barış inşacısı olarak görmek istiyor. Ama masada yer vermemek istiyor. Bu çelişki sürdürülemez.”

Bağış, Avrupa’nın kendi içindeki karar alma mekanizmalarının hantallığına dikkat çekerek, “Bugün Avrupa’da gelecek nesli değil, gelecek seçimi düşünen liderler var. Bu yüzden de vizyon üretemiyorlar. Türkiye, Avrupa’nın unuttuğu stratejik refleksleri hatırlatıyor.” dedi.

“Avrupa Birliği bir barış projesidir. Bugün dünyada en güçlü barış kurucu ülke Türkiye’dir. Dolayısıyla AB’nin içinde yer alması sadece Türkiye için değil, Avrupa için de hayati bir gerekliliktir.”

Zirvenin dikkat çeken bir diğer oturumu olan “Afrika ile Avrasya: Ortak Geleceğin Stratejik Köprüsü” panelinde, Afrika’nın genç nüfusu ve ekonomik potansiyeliyle Türkiye’nin kıtadaki stratejik ortaklığı ele alındı.
Güney Afrika eski Bakanı Ebrahim Patel, “Afrika’nın 1,5 milyar genç nüfusu, dünyanın geleceğini şekillendirecek. Bu potansiyelin güvenilir ortağı Türkiye olabilir.” dedi. Konuşmacılar, Türkiye ve Afrika’nın birlikte büyümesinin küresel ekonomide yeni bir denge yaratacağı görüşünde birleşti.

Fatma Şahin, “Planlı şehir hayatta kalır”

Zirvenin keynote konuşmacısı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yerel yönetim tecrübesiyle “dayanıklı, yeşil ve planlı şehirler” vizyonunu paylaştı.

Gaziantep’in Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından “Yeşil Şehir” ilan edildiğini hatırlatan Şahin, “Artık şehirler geleceğin devletleri gibi yönetilmeli. Savaşlar su ve enerji üzerinden başlayacak. Biz bu alanlarda erken önlem alan bir şehiriz.” dedi.

Deprem sonrası dayanıklılık çalışmalarına da değinen Şahin, “Altı Şubat gecesi en hazırlıklı şehir bizdik. Planlama disiplini sayesinde Nurdağı ve İslahiye en hızlı ayağa kalkan ilçeler oldu.” ifadelerini kullandı.

Yapay zekâ ve doğal zekâ dengesi, Dr. Ender Saraç’tan dikkat çeken uyarı

Geleceğin Sağlık Sistemi: Veri, Algoritmalar ve İnsan” panelinde konuşan Dr. Ender Saraç, yapay zekânın doktorların sezgisel gücünü zayıflattığını belirterek, “Yapay zekâyı reddetmek aptallık olur ama onu doğal zekâmızla birleştirmeliyiz. Gerçek şifa, duyguyla başlar.” dedi.

Saraç, “doğal zekâ” kavramıyla insanın biyolojik ve duygusal sezgilerini teknolojiyle harmanlayan yeni bir sağlık vizyonu sundu.

 “Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” Panelinde Vizyoner Bir Moderasyon

Zirvenin en çok ilgi gören oturumlarından biri olan “Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” panelinin moderatörlüğünü UİP Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Özsönmez üstlendi.
Özsönmez, stratejik derinlik taşıyan soruları ve dengeleyici üslubuyla paneli yalnızca bir tartışma değil, geleceğin iş kültürüne dair kolektif bir vizyon oturumu haline getirdi.

Panelde, İş Bankası Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can BakırBCG Platinion Yönetici Ortağı Mehmet GökmenBahadır Kaleağası ve Prof. Dr. Metin Türkay, yapay zekânın iş dünyasında karar alma, etik ve verimlilik süreçlerine etkisini tartıştı.

Özsönmez’in moderasyonu, oturumu zirvenin en üretken ve ilham verici tartışma platformlarından biri yaptı.

Yeni dünya düzeni, Avrupa’nın denge gücü, Afrika’nın stratejik köprüsü

Zirve genelinde öne çıkan ortak görüş şu şekilde özetlendi:

“Türkiye’siz bir Avrupa eksik, Afrikasız bir Türkiye ise eksik kalır. Geleceğin dünyasında bu iki kıta arasındaki stratejik köprü, Boğaziçi’nden geçecek.”

yilmazparlar@yahoo.com

3 Kasım 2025 Pazartesi

Ümit Özdağ Anadolu’da Halkın Nabzını Tutuyor-Yılmaz Parlar

  

Ümit Özdağ Anadolu’da Halkın Nabzını Tutuyor

Siyasetin Kalbini Sokağa Taşıdı

Son birkaç aydır Anadolu’nun en ücra ilçelerinden şehir merkezlerine kadar herkesi kucaklayan bir lider profili çizen Ümit Özdağ, samimi ziyaretleriyle yalnızca parti lideri değil aynı zamanda milletin sesi haline geliyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-4-1024x682.jpg

Esnaftan öğrenciye, sanayiciden çiftçiye kadar herkesle buluşan Zafer Partisi lideri, sahadan gelen sesleri doğrudan merkeze taşıyor.

Siyasette Yeni Bir Dönemin Ayak Sesleri

Anadolu, tarih boyunca medeniyetlerin beşiği ve gerçek öykülerin yazıldığı yerdir.

Bugün, siyasi havayı koklamak için başkentlerin koridorlarında dolaşmak yerine, Anadolu'nun çarşısında, pazarlarında, esnafın tezgahının başında, öğrencilerin yüreğinde ve sanayicinin alnının terinde aramak, liderlik vasfının en hakiki göstergesidir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-3-1024x682.jpg

Ümit Özdağ'ın bu kararlı adımları, siyaseti halkın ayağına götürerek, sıradan vatandaşın sesinin kulağa küpe olması gerektiğini hatırlatıyor.

Bu geziler, sadece bir seçim hazırlığı değil, aynı zamanda Türkiye'nin gerçek gündemini ve beklentilerini bire bir duyma, anlama ve siyasete bu doğrultuda yön verme çabasının ta kendisidir.

Bu, sadece bir temas değil, bir diyalog, bir fikir alışverişi ve nihayetinde "yerinden yönetim" anlayışının en somut örneğidir.

Sandıktan çıkacak her bir oyun arkasında yatan hikayeyi bizzat dinlemek, liderliğin sıcaklığını ve samimiyetini göstermekte, partiler üstü bir sorumluluk ve siyasete yeniden kazandırılmak istenen itibar hareketidir.

Esnafla tezgâh başında sohbet ediyor, sanayi odalarına gidiyor, öğrencilerle buluşuyor ve ticaret odalarının nabzını tutuyor. Bu geziler, onun hem halkla bağ kurma becerisini hem de yerelden ulusala uzanan vizyonunu gözler önüne seriyor.

Bu Anadolu gezileri sembolik anlam taşıyor: her şehirde farklı dertleri dinliyor, çözüm önerileri sunuyor ve yerel aktörleri bir araya getirerek ortak akıl oluşturuyor.

Bu yaklaşım, liderliğin sadece merkezi söylemlerle değil, sahada birebir temasla güçlendiğini gösteriyor. Bu da hem parti için güçlü bir taban inşa ederken hem de politika üretiminin tabandan beslenmesini sağlıyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-7-1024x682.jpg

Özdağ'ın Anadolu Seferi, Halkın Lideri, Gerçeğin Sözcüsü

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, son birkaç aydır aralıksız sürdürdüğü Anadolu gezileri ile siyasete taze bir soluk ve yeni bir ruh getiriyor.

Başkentin suni gündemlerinden uzakta, Türkiye'nin gerçek sorunlarını ve beklentilerini bizzat sahada inceleyen Özdağ, il il, ilçe ilçe dolaşarak adeta bir "Anadolu Seyyahı"na dönüştü.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-1-1024x682.jpg

Esnafın Derdine Ortak, Öğrencinin Geleceğine Umut Oldu

Anadolu’nun dört bir köşesinde esnaf dükkânlarından sanayi bölgelerine, ticaret odalarından öğrenci yurtlarına kadar geniş bir yelpazede yürütülen ziyaretlerle dikkat çeken Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, bu ziyaretlerde samimi bir atmosfer kurmayı başarıyor.

Özdağ'ın gezileri, sıradan bir propaganda turunun çok ötesine geçiyor. Kent meydanlarında, esnafın dükkanında çayını yudumlayan, onların ekonomik sıkıntılarını bire bir dinleyen bir lider portresi çiziyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-6-1024x682.jpg

Anadolu’da Bir Liderin İzleri, Ümit Özdağ Halkın Sofrasına, Sanayinin Atölyesine Girdi

Esnafın dertlerini dinliyor, öğrencilerin beklentilerini anlıyor, sanayici ve ticaret odası temsilcileriyle istişareler yapıyor. Bu buluşmalar, sadece bir liderin halk ile doğrudan iletişim kurması değil; aynı zamanda yerel aktörleri bir araya getirerek ortak çözümler üretmenin de sembolü haline geliyor.

Sanayi ve Ticaret Odaları'ndaki temaslarında, üreten kesimin yaşadığı çıkmazları not defterine değil, adeta siyasi ajandasının en başına kaydediyor.

Öğrencilerle bir araya geldiği buluşmalarda ise, gençliğin gelecek endişesini anlayan ve onlara milli bir duruşla umut aşılayan bir fikir adamı kimliğiyle öne çıkı. Bu yaklaşım, "liderlik" kavramının sadece nutuk atmak değil, aynı zamanda dinlemek ve anlamak olduğunun canlı bir kanıtı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-5-1024x682.jpg

Siyasette Yeni Bir Dil ve Üslup İnşası

Ümit Özdağ, bu Anadolu seferberliği ile siyasette yepyeni bir sayfa açıyor. Yüksek perdeden söylemler yerine, yüz yüze diyalogu; soyut vaatler yerine, somut tespit ve çözüm önerilerini ön planda tutuyor. Her bir temas, her bir el sıkışma, Türkiye'nin ortak aklını oluşturma ve milli menfaatler etrafında kenetlenme çağrısı niteliğinde.

Bu geziler, bir partinin başkanının görev icabı yaptığı rutin işler değil, bir dava adamının, ülkesine olan sevgisini ve inancını eyleme dönüştürdüğü bir yurt seferliğidir.

Bu gezilerin en çarpıcı yanı, siyasetin soğuk ve mesafeli dilini kırarak, onu yeniden sıcak, samimi ve insani bir temele oturtma çabasıdır.

Ümit Özdağ, Anadolu’nun Kalbine Dokundu Liderlik, Halkla Buluşarak İnşa Edilir

Ümit Özdağ, bu hamlesiyle, "halka rağmen halk için" anlayışının değil, "halkla birlikte halk için" anlayışının temsilcisi olduğunu gösteriyor.

Anadolu'da filizlenen bu siyasi yaklaşım, Türkiye'nin geleceği için sadece bir umut değil, aynı zamanda son derece gerekli ve değerli bir modeldir. Bu, sıradan bir siyasi faaliyet değil, bir nevi "siyasette diriliş" hareketidir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-2-1024x682.jpg

Anadolu’nun Gerçek Sorunlarını Dinleyen Tek Lider

Halkın içinden, halk için siyaset anlayışıyla Türkiye’yi ilmek ilmek dolaşan Zafer Partisi lideri, her şehirde umut tohumları ekiyor.

Bu gezilerde ortaya çıkan tablo; sahadan gelen gerçek ihtiyaçlara duyarlılık, hızlı çözüm üretme azmi ve yerel dinamikleri merkeze taşıma becerisi. Her ziyaret, bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel dokusuna saygı duyan, halkın beklentilerine kulak veren bir lider profili çiziyor. Bu yaklaşım yalnızca siyasi bir vaad değil, aynı zamanda saha ile politika arasında güçlü bir köprü kuruyor.

Bu geziler, politika ile gerçekte yaşayan vatandaş arasındaki köprüyü güçlendirme potansiyeline sahip. Liderin yalnızca şehir merkezlerinde değil, Anadolu’nun her köşesinde görünmesi ve bizzat sorunları yerinde dinlemesi, samimiyet hissini artırıyor.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Eylül 2025 Cuma

“İhracatın Kahramanları” 1 Ekim’de Zirvede Buluşuyor-Yılmaz Parlar

  

“İhracatın Kahramanları” 1 Ekim’de Zirvede Buluşuyor

Türkiye’nin üretim ve ihracat gücünü öne çıkarmak amacıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Güvenilir Ürün Zirvesi, 1 Ekim’de kapılarını açıyor. Zirvenin 2025 teması ise “İhracatın Kahramanları” olarak belirlendi.

Güvenilir Ürün Platformu tarafından, çeşitli bakanlık ve kurumların katkılarıyla, Nigella World ana sponsorluğunda organize edilen zirvenin açılışını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat yapacak.

Türk ürünlerini dünyaya tanıtanlara teşekkür

Geçmiş yıllarda yerel üretimin geliştirilmesine odaklanan zirve kapsamında yıl boyu çok sayıda üreticiye destek sağlanmıştı. Bu yıl ise, ihracata katkı sunan, Türk ürünlerini uluslararası arenada tanıtan kişi ve kurumlar ödüllendirilecek.

Nigella World Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Eke, zirvenin ana sponsoru olmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, şunları söyledi:
“Türk üreticisinin ortaya koyduğu ürünler oldukça değerli. Ancak bu değerleri dünyaya daha güçlü şekilde tanıtmamız gerekiyor. Bu farkındalığı artırmak amacıyla, hem üretim hem de ihracat yoluyla ülke ekonomisine katkı sağlayan isimleri onurlandıracağız. Ticaret Bakanlığı’nın ihracat vizyonunu destekleyen her adımı önemsiyoruz. Zirvenin bu anlamda sunduğu katkıya ortak olmaktan gurur duyuyoruz.”

Yoğun içerikli program

Zirvede gün boyunca pek çok etkinlik gerçekleştirilecek. Katılımcılar workshoplarakariyer toplantılarına ve 12 farklı ülkenin ticaret ateşelerinin yer alacağı ‘Ülke Masaları’ görüşmelerine katılabilecek.

Gıda, tarım ve gastronomi alanında en prestijli yarışmalardan biri kabul edilen “Feed the Future” yarışmasının kazananları ise aynı gün akşam düzenlenecek törenle açıklanacak. 850 başvuru arasından seçilen 37 kişi, 120 jüri üyesinin kapalı oylamasıyla belirlenen plaketlerini alacak.

Etkinlik programının tamamına www.guvenilirurunplatformu.com.tr adresinden ulaşılabiliyor.

Türkiye Sigorta Sektörü 4. Kez Fuarla Buluşuyor-Yılmaz Parlar

  

Türkiye Sigorta Sektörü 4. Kez Fuarla Buluşuyor

IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, 1-3 Ekim 2025’te İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) himayesinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteğiyle düzenlenecek olan IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, 1-3 Ekim 2025 tarihleri arasında İstanbul Yeşilköy’deki WOW Hotel Kongre Merkezi’nde kapılarını açıyor.

2024 yılı itibarıyla Türkiye’de üretilen toplam sigorta prim hacmi 838,5 milyar lirayı buldu. Sektörün büyüme hedefleri doğrultusunda 2025 yılında aktif büyüklüğün 3 trilyon liraya ulaşması bekleniyor. Yaklaşık 28 bin uzmanı ile Türkiye’nin geleceğine güvence sunan sigortacılık sektörü, bu fuarda halkla doğrudan buluşacak.

“Fuar, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek”

Fuara ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan TOBB SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem, İstanbul’da yapılacak organizasyonun sektörün tüm paydaşlarını aynı çatı altında toplaması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

“2030’da 50 milyar doları aşacağız”

TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut ise fuarın 1-3 Ekim tarihlerinde gerçekleşeceğini hatırlatarak, “2025 yılında sektörün 1 trilyon liranın üzerinde bir hacme ulaşmasını öngörüyoruz. 2030 sonunda ise 50 milyar dolar seviyesini aşmayı hedefliyoruz” dedi.



“Gençlere ve vatandaşa bilgilendirici etkinlikler”

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve TOBB SAİK Başkan Yardımcısı Özgür Yılmaz da bu yıl fuarda üniversite ve lise sigortacılık bölümlerinden bine yakın öğrenci ve akademisyenin ağırlanacağını belirterek, “14. Sigorta Haftası teması kapsamında vatandaşlarımızı bilinçlendirmeye yönelik etkinlikler düzenleyeceğiz” açıklamasını yaptı.

Geniş katılımla açılış yapılacak

Türkiye’nin ilk ve tek sigorta fuarı olma özelliğini taşıyan organizasyon, 14. Sigorta Haftası kapsamında düzenlenecek. Açılış töreni 1 Ekim’de saat 11.00’de gerçekleştirilecek. Programa Hazine ve Maliye Bakanı, Ticaret Bakanı, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, İstanbul Valisi ve sektörün önde gelen kurum ile kuruluşlarının temsilcileri katılacak.

Ücretsiz giriş, yoğun içerik

Üç gün boyunca paneller, konferanslar ve çeşitli etkinliklerle ziyaretçilerini ağırlayacak fuar, sigorta bilincini artırmayı hedefliyor. Katılımın ücretsiz olacağı fuar, sektöre ilgi duyan herkese açık olacak.

5 Eylül 2025 Cuma

Ümit Özdağ’dan Milli Dik Duruş-Yılmaz Parlar

  

Sosyal medyada gündem olan çıkış

Milletin Sesi, Ümit Özdağ’a Sosyal medyada Türkiye’nin dört bir yanından büyük destek geldi. Özdağ’ın kararlı çıkışı vatandaşlardan alkış topladı. Yükselen destek mesajları adeta sel gibi aktı.  Övgüler yağdı. Özdağ’ı ‘gerçek lider’ ilan ettiler.

Türkiye’nin Bölünmez Bütünlüğüne Sahip Çıktı

Türkiye’nin milli reflekslerini temsil eden, her daim milletin sesi olan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖzdağDiyarbakır Barosu Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bu cesur adım Türkiye’nin geleceğini, milletimizin onurunu ve devletimizin bölünmez bütünlüğünü koruyan bir destandır

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Diyarbakır Barosu Başkanı’nın “Kürdistan bölgesi” ifadesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Özdağ: “Türkiye’nin hiçbir bölgesi Kürdistan değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü hedef alan her girişimin karşısında olacağız.”

Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Abdulkadir Güleç’in “Kürdistan bölgesinden barolar” ifadesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Özdağ, basın açıklamasında şu net ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin hiçbir bölgesi Kürdistan değildir. Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde Kürdistan’dan bahsetmek, baroları bir başka ülkenin barosu gibi göstermek aslında bu zihniyetin gerçek amacını ortaya koymaktadır.

Bu açıklama suçtur. Zafer Partisi olarak hukuki süreci başlattık. Bundan sonra da devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü hedef alan her türlü girişime karşı hukuki ve siyasi mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Bu tarihi çıkış, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Kısa sürede binlerce vatandaş, Özdağ’ın kararlı duruşuna övgüler yağdırdı.
“Gerçek lider!”, “Milletin yanında duran tek ses”, “Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün savunucusu!” yorumları adeta gündemi sarstı.
Twitter, Instagram ve Facebook’ta #ÜmitÖzdağ etiketi trend oldu.

Zafer Partisi, sadece siyasi söylemlerle değil, hukuki zeminde de devletin bekasına sahip çıkacağını bir kez daha ispatladı.

Bu adım, Türk milletinin gönlünde derin bir karşılık bulurken, tarihe de “Türkiye’yi böldürmeyen liderin kararlılığı” olarak geçecek.

Ümit Özdağ’ın bu dik ve kararlı tavrı, Türkiye’nin geleceğini güvence altına alan bir milattır.

Türk milleti, böyle cesur liderlerle her daim dimdik ayakta duracaktır.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Temmuz 2025 Pazar

ÖKHD Doppi Kültürünü Yaşattı-Yılmaz Parlar

  

Özbekistan Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), Türkiye’de ilk kez UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan “Doppi” şapkasını yaşatmak için manidar bir kutlamaya imza attı.

5 Temmuz 2025 Cumartesi günü, İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan dernek merkezinde düzenlenen bu renkli etkinlik, Özbek kültürünün nadide bir parçası olan “Doppi”nin tanıtımına ve yeni nesillere aktarılmasına vesile oldu.

Etkinliğe öncülük eden isim, yılın “Altın İnsan Ödülü” sahibi, derneğin karizmatik ve vizyoner başkanı Azade (Ozoda) İslamova idi. Kendisi sadece bir sivil toplum lideri değil, aynı zamanda kültürel hafızanın taşıyıcısı olarak dikkat çekiyor.

Doppi Nedir? Bir Şapkadan Fazlası

Doppi; Özbek halkının yüzyıllardır kullandığı, başta Fergana Vadisi olmak üzere ülke genelinde yaygın olan geleneksel bir şapkadır. Kare ya da yuvarlak formda, özel Atlas veya Adras kumaşlardan dikilen bu başlık, üzerinde taşıdığı nakışlarla bölgesel ve sembolik mesajlar taşır. Her bir dikiş, her bir motif; sevgi, bereket, sağlık, cesaret gibi anlamlar içerir.

UNESCO tarafından 2019 yılında “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak ilan edilen Doppi, Özbekistan’da her yıl 9 Eylül’de özel gün olarak kutlanmaktadır. Ancak bu kutlama, Türkiye’de ilk kez ÖKHD tarafından hayata geçirilmiş oldu.

Bir Kültür, Bir Kadın Eliyle Hayat Buluyor

Etkinlik boyunca geleneksel kıyafetler, halk şarkıları ve Doppi şapkalarının farklı varyasyonları sergilendi. Katılımcılar, hem bu miras hakkında bilgi aldı hem de kendilerine ait kültürel kodlarla bağ kurdu. Azade İslamova’nın yaptığı açılış konuşmasında verdiği şu mesaj dikkat çekiciydi:

“Doppi bizim yalnızca başımızı süsleyen bir nesne değil, kimliğimizi, tarihsel belleğimizi, kadınlarımızın emeğini taşıyan kutsal bir simgedir. Nerede yaşarsak yaşayalım, bu şapka bize kim olduğumuzu hatırlatır.”

Etkinlikte sadece bir gelenek tanıtılmadı, aynı zamanda diaspora toplulukları için bir kültürel dayanışma zemini de oluşturuldu. Dernek üyeleri, gönüllüler, sanatçılar ve basın mensupları aynı çatı altında buluşarak ortak bir hafızayı yeniden canlandırdı.

Kültür Sadece Müzede Yaşamaz

Bir gazeteci olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Bu etkinlik, sıradan bir kültürel gösterimden çok daha fazlasıydı. Göçmen toplulukların yaşadığı ülkelerde köklerini unutmadan var olabilmesi, ancak bu tür girişimlerle mümkündür.

Azade İslamova’nın liderliğinde gerçekleşen bu program, Türkiye’de yaşayan Orta Asya kökenli toplumlar için yalnızca nostaljik bir hatırlatma değil, geleceğe yönelik güçlü bir kültürel yatırım anlamına gelmektedir.

Kültür yalnızca müzelerde ya da tarih kitaplarında korunmaz. Kültür, yaşandıkça, paylaşıldıkça ve aktarıldıkça yaşar. Ve bugün, İstanbul’da bir grup yürekli kadın, bunu başardı.

yilmazparlar@yahoo.com