17 Kasım 2025 Pazartesi

İTO Kasım 2025 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  

İTO Başkanı Avdagiç’ten Kur Geçişkenliği

2026 Ekonomi Vizyonu: “Denge Sinyalleri Güçleniyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım 2025 Meclis Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmelerde, Türk lirasının değer kaybının fiyatlar üzerindeki etkisinin zayıfladığına yönelik TCMB tespitinin, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Bu durum kur-enflasyon ilişkisinde bozulan dengenin yeniden tesis edildiğine işaret ediyor” dedi.

TL’deki değer kaybının etkisinin sınırlanması, kur geçişkenliğinin düştüğünü gösteriyor

Avdagiç, Merkez Bankası’nın son dönemde öne çıkardığı “kurun enflasyon üzerindeki baskısının zayıfladığı” görüşünü önemsediklerini belirterek şunları söyledi:

“Bu tablo, döviz kuru ile enflasyon arasındaki uzun süredir bozulmuş korelasyonun yeniden rayına oturduğuna dair önemli bir işaret niteliğinde. 2026’ya adım atarken fiyat istikrarı açısından umut veren bir gelişme.”

Yeni ticaret düzeni Türkiye’ye stratejik fırsatlar sunuyor

Küresel ekonomide çok kutuplu ticaret yapısının belirginleştiğini vurgulayan Avdagiç, lojistik hatlardan enerji koridorlarına kadar geniş bir alanda Türkiye'nin avantaj yakaladığını söyledi:

“Türkiye, yeniden şekillenen tedarik zincirleri ve ticaret yollarında aktif bir güç haline geliyor. 2026’ya hazırlanırken bu tablo ülkemiz açısından stratejik fırsatlar yaratıyor.”

2026 enflasyon hedefi üçlü sağlam sütunun başarısıyla gerçekleşecek

İTO Başkanı, 2026 hedeflerine değinirken yüzde 16’lık enflasyon hedefinin üç temel unsurla mümkün olacağını dile getirdi:

TCMB’nin kararlı para politikası adımları

Maliye politikasının etkili katkısı

Özel sektörün rasyonel ve pozitif fiyatlama davranışı

Avdagiç, “Bu üç sacayağı uyum içinde çalıştığı takdirde hedefe ulaşılacaktır” dedi.

Hizmet enflasyonu hâlâ yüksek, ancak yavaşlama dikkat çekiyor

Eylül ve Ekim aylarında yaşanan enflasyon yavaşlamasının temel nedeninin kuraklık ve tarımsal don nedeniyle yükselen gıda maliyetleri olduğunu belirten Avdagiç, hizmet fiyatlarındaki artışın ise mal gruplarının altında kalarak olumlu bir sinyal verdiğini ifade etti.

Vergi ve harç artışının hedef enflasyona göre makul tutulması önemli bir adımdır

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılında vergi ve harç artışlarının yeniden değerleme oranı yerine hedef enflasyona yakın seviyede düzenleneceği mesajını değerli bulduklarını dile getiren Avdagiç, bu adımın özel sektöre de örnek oluşturacağını vurguladı.

Zayıf dış talebe rağmen ihracatta artış sürüyor

Avdagiç, ihracattaki toparlanmanın üç temel sebebi olduğunu belirtti:

Türk şirketlerinin dayanıklı ve esnek yapısı

Yeni pazar koşullarına hızlı uyum sağlayabilmesi

Özel sektörün güçlü motivasyonu ve hükümet destekleri

Cari açıkta son dönemdeki artışa rağmen, GSYH’ye oran açısından kırılganlığın belirgin şekilde azaldığını belirtti.

Şirketler için “5 Proaktif Strateji” Uyarısı

Avdagiç, yeni küresel ekonomik düzenin firmalardan daha öngörülü adımlar atmasını zorunlu kıldığını belirterek 5 başlık sıraladı:

Risk okuryazarlığı ve izleme sistemleri

Çeşitlendirme ve yerelleştirme stratejisi (nearshoring – friendshoring)

Dijital ve operasyonel dayanıklılık altyapısı oluşturma

Hızlı tepki, senaryo planlama ve adaptasyon kabiliyeti

Güçlü liderlik ve sürdürülebilir yatırım yaklaşımı

Bu dönem KOBİ’ler için aynı zamanda bir sıçrama imkânı Dengelenme sürecinde KOBİ’lere de mesaj veren Avdagiç, işletmelerin:

Nakit yönetimini disipline etmesi,

Maliyet kontrolünü sistematik hale getirmesi,

Dayanıklılığı artıracak finansal tedbirler alması,

Dijital dönüşüme yatırım yapması

gerektiğini vurguladı.

“Bu süreç doğru yönetilirse Türkiye yeni başarı hikâyelerine imza atabilir” diye konuştu.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Kasım 2025 Pazar

16. Boğaziçi Zirvesi Paneller-Yılmaz Parlar

  

Avrupa’nın Türkiye’ye, Afrika’nın da Türkiye’nin vizyonuna ihtiyacı var

“Dünyayı Sarsacak Güç, Türkiye” – 16. Boğaziçi Zirvesi’nde Yeni Küresel Denge Masaya Yatırıldı

Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği 16. Boğaziçi Zirvesi, küresel dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, Türkiye’nin hem Avrupa hem Afrika ekseninde artan stratejik rolünü gözler önüne serdi.

Zirvede düzenlenen “Yeni Dünyada Türkiye’nin Yeri ve Avrupa Birliği” başlıklı panelde konuşan DEİK Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa’nın yaşadığı ekonomik, güvenlik ve enerji krizlerine dikkat çekerek, “Avrupa’nın kendini yeniden hatırlaması için onu sarsacak güce ihtiyacı var. O güç Türkiye’dir. Türkiyesiz bir Avrupa olamaz.” dedi.

Yalçındağ, “AB artık Türkiye’yi bizden daha çok istiyor ama bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyor”

Yalçındağ, Avrupa Birliği’nin bugün geçmişe göre çok daha kırılgan bir dönemde olduğunu belirterek şu çarpıcı ifadeleri kullandı:

“Avrupa, 18,5 trilyon dolarlık bir ekonomi ama bu gücün karşılığını veremiyor. Güvenlikte ABD’ye, enerjide Rusya’ya bağımlı hale geldi. Türkiye olmadan Avrupa işleyemez. 30-40 yıllık tabularını yıkmadıkça, geleceğini kuramaz.”

Yalçındağ’a göre artık tablo tersine döndü:

“20 yıl önce Avrupa Birliği üyeliğini biz isterdik, şimdi Avrupa Türkiye’yi istiyor ama bunu nasıl ifade edeceğini bilmiyor. Bizim için AB bir hedef değil, bir araç olmalı. Avrupa’nın geleceği Türkiye’siz kurulamaz.”Afrika–Avrasya hattı, Geleceğin büyüme ekseni

Bağış: “Avrupa’nın en büyük umudu savunmada da barışta da Türkiye”

Panelin yorum bölümünde söz alan T.C. AB eski Bakanı ve Başmüzakereci Dr. Egemen Bağış, Avrupa’nın Türkiye’ye olan stratejik bağımlılığını şu sözlerle özetledi:

“Enerjide, güvenlikte, tedarik zincirinde Avrupa’nın Türkiye’siz yaşaması mümkün değil. Avrupa, Türkiye’yi hem koruyucu, hem tedarikçi, hem de barış inşacısı olarak görmek istiyor. Ama masada yer vermemek istiyor. Bu çelişki sürdürülemez.”

Bağış, Avrupa’nın kendi içindeki karar alma mekanizmalarının hantallığına dikkat çekerek, “Bugün Avrupa’da gelecek nesli değil, gelecek seçimi düşünen liderler var. Bu yüzden de vizyon üretemiyorlar. Türkiye, Avrupa’nın unuttuğu stratejik refleksleri hatırlatıyor.” dedi.

“Avrupa Birliği bir barış projesidir. Bugün dünyada en güçlü barış kurucu ülke Türkiye’dir. Dolayısıyla AB’nin içinde yer alması sadece Türkiye için değil, Avrupa için de hayati bir gerekliliktir.”

Zirvenin dikkat çeken bir diğer oturumu olan “Afrika ile Avrasya: Ortak Geleceğin Stratejik Köprüsü” panelinde, Afrika’nın genç nüfusu ve ekonomik potansiyeliyle Türkiye’nin kıtadaki stratejik ortaklığı ele alındı.
Güney Afrika eski Bakanı Ebrahim Patel, “Afrika’nın 1,5 milyar genç nüfusu, dünyanın geleceğini şekillendirecek. Bu potansiyelin güvenilir ortağı Türkiye olabilir.” dedi. Konuşmacılar, Türkiye ve Afrika’nın birlikte büyümesinin küresel ekonomide yeni bir denge yaratacağı görüşünde birleşti.

Fatma Şahin, “Planlı şehir hayatta kalır”

Zirvenin keynote konuşmacısı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yerel yönetim tecrübesiyle “dayanıklı, yeşil ve planlı şehirler” vizyonunu paylaştı.

Gaziantep’in Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından “Yeşil Şehir” ilan edildiğini hatırlatan Şahin, “Artık şehirler geleceğin devletleri gibi yönetilmeli. Savaşlar su ve enerji üzerinden başlayacak. Biz bu alanlarda erken önlem alan bir şehiriz.” dedi.

Deprem sonrası dayanıklılık çalışmalarına da değinen Şahin, “Altı Şubat gecesi en hazırlıklı şehir bizdik. Planlama disiplini sayesinde Nurdağı ve İslahiye en hızlı ayağa kalkan ilçeler oldu.” ifadelerini kullandı.

Yapay zekâ ve doğal zekâ dengesi, Dr. Ender Saraç’tan dikkat çeken uyarı

Geleceğin Sağlık Sistemi: Veri, Algoritmalar ve İnsan” panelinde konuşan Dr. Ender Saraç, yapay zekânın doktorların sezgisel gücünü zayıflattığını belirterek, “Yapay zekâyı reddetmek aptallık olur ama onu doğal zekâmızla birleştirmeliyiz. Gerçek şifa, duyguyla başlar.” dedi.

Saraç, “doğal zekâ” kavramıyla insanın biyolojik ve duygusal sezgilerini teknolojiyle harmanlayan yeni bir sağlık vizyonu sundu.

 “Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” Panelinde Vizyoner Bir Moderasyon

Zirvenin en çok ilgi gören oturumlarından biri olan “Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” panelinin moderatörlüğünü UİP Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Özsönmez üstlendi.
Özsönmez, stratejik derinlik taşıyan soruları ve dengeleyici üslubuyla paneli yalnızca bir tartışma değil, geleceğin iş kültürüne dair kolektif bir vizyon oturumu haline getirdi.

Panelde, İş Bankası Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can BakırBCG Platinion Yönetici Ortağı Mehmet GökmenBahadır Kaleağası ve Prof. Dr. Metin Türkay, yapay zekânın iş dünyasında karar alma, etik ve verimlilik süreçlerine etkisini tartıştı.

Özsönmez’in moderasyonu, oturumu zirvenin en üretken ve ilham verici tartışma platformlarından biri yaptı.

Yeni dünya düzeni, Avrupa’nın denge gücü, Afrika’nın stratejik köprüsü

Zirve genelinde öne çıkan ortak görüş şu şekilde özetlendi:

“Türkiye’siz bir Avrupa eksik, Afrikasız bir Türkiye ise eksik kalır. Geleceğin dünyasında bu iki kıta arasındaki stratejik köprü, Boğaziçi’nden geçecek.”

yilmazparlar@yahoo.com

3 Kasım 2025 Pazartesi

Ümit Özdağ Anadolu’da Halkın Nabzını Tutuyor-Yılmaz Parlar

  

Ümit Özdağ Anadolu’da Halkın Nabzını Tutuyor

Siyasetin Kalbini Sokağa Taşıdı

Son birkaç aydır Anadolu’nun en ücra ilçelerinden şehir merkezlerine kadar herkesi kucaklayan bir lider profili çizen Ümit Özdağ, samimi ziyaretleriyle yalnızca parti lideri değil aynı zamanda milletin sesi haline geliyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-4-1024x682.jpg

Esnaftan öğrenciye, sanayiciden çiftçiye kadar herkesle buluşan Zafer Partisi lideri, sahadan gelen sesleri doğrudan merkeze taşıyor.

Siyasette Yeni Bir Dönemin Ayak Sesleri

Anadolu, tarih boyunca medeniyetlerin beşiği ve gerçek öykülerin yazıldığı yerdir.

Bugün, siyasi havayı koklamak için başkentlerin koridorlarında dolaşmak yerine, Anadolu'nun çarşısında, pazarlarında, esnafın tezgahının başında, öğrencilerin yüreğinde ve sanayicinin alnının terinde aramak, liderlik vasfının en hakiki göstergesidir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-3-1024x682.jpg

Ümit Özdağ'ın bu kararlı adımları, siyaseti halkın ayağına götürerek, sıradan vatandaşın sesinin kulağa küpe olması gerektiğini hatırlatıyor.

Bu geziler, sadece bir seçim hazırlığı değil, aynı zamanda Türkiye'nin gerçek gündemini ve beklentilerini bire bir duyma, anlama ve siyasete bu doğrultuda yön verme çabasının ta kendisidir.

Bu, sadece bir temas değil, bir diyalog, bir fikir alışverişi ve nihayetinde "yerinden yönetim" anlayışının en somut örneğidir.

Sandıktan çıkacak her bir oyun arkasında yatan hikayeyi bizzat dinlemek, liderliğin sıcaklığını ve samimiyetini göstermekte, partiler üstü bir sorumluluk ve siyasete yeniden kazandırılmak istenen itibar hareketidir.

Esnafla tezgâh başında sohbet ediyor, sanayi odalarına gidiyor, öğrencilerle buluşuyor ve ticaret odalarının nabzını tutuyor. Bu geziler, onun hem halkla bağ kurma becerisini hem de yerelden ulusala uzanan vizyonunu gözler önüne seriyor.

Bu Anadolu gezileri sembolik anlam taşıyor: her şehirde farklı dertleri dinliyor, çözüm önerileri sunuyor ve yerel aktörleri bir araya getirerek ortak akıl oluşturuyor.

Bu yaklaşım, liderliğin sadece merkezi söylemlerle değil, sahada birebir temasla güçlendiğini gösteriyor. Bu da hem parti için güçlü bir taban inşa ederken hem de politika üretiminin tabandan beslenmesini sağlıyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-7-1024x682.jpg

Özdağ'ın Anadolu Seferi, Halkın Lideri, Gerçeğin Sözcüsü

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, son birkaç aydır aralıksız sürdürdüğü Anadolu gezileri ile siyasete taze bir soluk ve yeni bir ruh getiriyor.

Başkentin suni gündemlerinden uzakta, Türkiye'nin gerçek sorunlarını ve beklentilerini bizzat sahada inceleyen Özdağ, il il, ilçe ilçe dolaşarak adeta bir "Anadolu Seyyahı"na dönüştü.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-1-1024x682.jpg

Esnafın Derdine Ortak, Öğrencinin Geleceğine Umut Oldu

Anadolu’nun dört bir köşesinde esnaf dükkânlarından sanayi bölgelerine, ticaret odalarından öğrenci yurtlarına kadar geniş bir yelpazede yürütülen ziyaretlerle dikkat çeken Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, bu ziyaretlerde samimi bir atmosfer kurmayı başarıyor.

Özdağ'ın gezileri, sıradan bir propaganda turunun çok ötesine geçiyor. Kent meydanlarında, esnafın dükkanında çayını yudumlayan, onların ekonomik sıkıntılarını bire bir dinleyen bir lider portresi çiziyor.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-6-1024x682.jpg

Anadolu’da Bir Liderin İzleri, Ümit Özdağ Halkın Sofrasına, Sanayinin Atölyesine Girdi

Esnafın dertlerini dinliyor, öğrencilerin beklentilerini anlıyor, sanayici ve ticaret odası temsilcileriyle istişareler yapıyor. Bu buluşmalar, sadece bir liderin halk ile doğrudan iletişim kurması değil; aynı zamanda yerel aktörleri bir araya getirerek ortak çözümler üretmenin de sembolü haline geliyor.

Sanayi ve Ticaret Odaları'ndaki temaslarında, üreten kesimin yaşadığı çıkmazları not defterine değil, adeta siyasi ajandasının en başına kaydediyor.

Öğrencilerle bir araya geldiği buluşmalarda ise, gençliğin gelecek endişesini anlayan ve onlara milli bir duruşla umut aşılayan bir fikir adamı kimliğiyle öne çıkı. Bu yaklaşım, "liderlik" kavramının sadece nutuk atmak değil, aynı zamanda dinlemek ve anlamak olduğunun canlı bir kanıtı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-5-1024x682.jpg

Siyasette Yeni Bir Dil ve Üslup İnşası

Ümit Özdağ, bu Anadolu seferberliği ile siyasette yepyeni bir sayfa açıyor. Yüksek perdeden söylemler yerine, yüz yüze diyalogu; soyut vaatler yerine, somut tespit ve çözüm önerilerini ön planda tutuyor. Her bir temas, her bir el sıkışma, Türkiye'nin ortak aklını oluşturma ve milli menfaatler etrafında kenetlenme çağrısı niteliğinde.

Bu geziler, bir partinin başkanının görev icabı yaptığı rutin işler değil, bir dava adamının, ülkesine olan sevgisini ve inancını eyleme dönüştürdüğü bir yurt seferliğidir.

Bu gezilerin en çarpıcı yanı, siyasetin soğuk ve mesafeli dilini kırarak, onu yeniden sıcak, samimi ve insani bir temele oturtma çabasıdır.

Ümit Özdağ, Anadolu’nun Kalbine Dokundu Liderlik, Halkla Buluşarak İnşa Edilir

Ümit Özdağ, bu hamlesiyle, "halka rağmen halk için" anlayışının değil, "halkla birlikte halk için" anlayışının temsilcisi olduğunu gösteriyor.

Anadolu'da filizlenen bu siyasi yaklaşım, Türkiye'nin geleceği için sadece bir umut değil, aynı zamanda son derece gerekli ve değerli bir modeldir. Bu, sıradan bir siyasi faaliyet değil, bir nevi "siyasette diriliş" hareketidir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Umit-Ozdag-Anadoluda-Halkin-Nabzini-Tutuyor-2-1024x682.jpg

Anadolu’nun Gerçek Sorunlarını Dinleyen Tek Lider

Halkın içinden, halk için siyaset anlayışıyla Türkiye’yi ilmek ilmek dolaşan Zafer Partisi lideri, her şehirde umut tohumları ekiyor.

Bu gezilerde ortaya çıkan tablo; sahadan gelen gerçek ihtiyaçlara duyarlılık, hızlı çözüm üretme azmi ve yerel dinamikleri merkeze taşıma becerisi. Her ziyaret, bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel dokusuna saygı duyan, halkın beklentilerine kulak veren bir lider profili çiziyor. Bu yaklaşım yalnızca siyasi bir vaad değil, aynı zamanda saha ile politika arasında güçlü bir köprü kuruyor.

Bu geziler, politika ile gerçekte yaşayan vatandaş arasındaki köprüyü güçlendirme potansiyeline sahip. Liderin yalnızca şehir merkezlerinde değil, Anadolu’nun her köşesinde görünmesi ve bizzat sorunları yerinde dinlemesi, samimiyet hissini artırıyor.

yilmazparlar@yahoo.com